sorunuzu sorup hemen yardım alın.
Sanat Felsefesi Nedir
Sanat Felsefesinin Konusu
Sanata felsefi açıdan bakmak "sanat felsefesi” adı verilen disiplini doğurmuştur.
Sanat felsefesi;
1. Estetik değerlendirmeye uygun olan nesne ve fenomenleri felsefi olarak irdeler.
2. Sanata dair yaratmaların ve zevklerin anlamını inceler.
3. Sanatın ne olduğunu, işlevini, insan için taşıdığı anlamı ele alır.
4. Kısaca sanatla ilgili her türlü kavram ve problemi analiz eder. Sanat felsefesi, sadece sanattaki güzel ile ilgilenir. Estetik ise doğa sanat ayrımı yapmadan bütün alanlardaki “güzel” ile ilgilenir. Bu yönüyle estetiğin alanı, sanat felsefesinin alanından daha geniştir. Güzelle ilgili sorgulamaların ilkçağa kadar uzanmasına karşın güzeli ele alan estetiğin, felsefenin bir alt dalı olması ancak 18. yy'da A.Baumgarten" la mümkün olmuştur. 0, Yunanca aisthesis (algı-duyum) sözcüğünden gelen estetiği, güzel üzerine düşünme bilimi olarak tanımlamıştır.
Sanat Felsefesinin Temel Problemleri
1. Güzellik nedir?
2. Güzelliğin nitelikleri nelerdir? Böyle bir nitelik listesi kime ve neye göre, hangi gerekçeyle hazırlanabilir?
3. Güzellik, hangi duyusal algıya karşılık gelir?
4. Güzellik, nesnenin kendisine mi ait, yoksa ona bakan öznenin nesneye kattığı bir özellik midir?
5. Sanat belli bir şeyin hizmetinde mi olmalıdır, yoksa konu ve amacını kendisi mi belirlemelidir?
6. Bir sanat yapıtı nasıl etkileyici ve değerli olabilir?
7. Sanatın insana kazandırdığı estetik duyarlılığın yaşam açısından bir önemi var mıdır?
8. Sanat, insanı gerçekliğe mi, yoksa gerçeklikten koparıp hayal dünyasına mı götürmelidir?
9. Bir kimse beğeni yetisini geliştirebilir mi? Bir kimsenin iyi beğeniye sahip olduğunu hangi ölçütler belirleyecektir?
10. Bir insanın beğenisini belirleyen nedir?
11. İnsan hangı gereksınımlerle sanat eserı uretır?
12. İyi sanat-kötü sanat ayrımı olabilir mi?
13. Ortak estetik yargılar mümkün müdür?
Sanat Felsefesinin Temel Kavramları
a. Estetik özne: Bir doğal yaratıyı ya da sanat yapıtını hiçbir çıkar gözetmeden algılayan, kavrayan ve bundan da haz duyan insandır.
b. Estetik nesne: lnsanın beğeni amacıyla kendisine yöneldiği güzellik değerinin taşıyıcısı olan eserdir.
c. Estetik haz: Bir estetik nesne ile kurulan ilişki sonucunda insanda meydana gelen beğeni duygusudur.
d. Estetik yargı: İnsanın estetik bir nesneye beğenme ya da beğenmeme şeklinde biçtiği değerdir.
e. Estetik tavır: İnsanın estetik bir nesneye, nesnenin her türlü amacını bir kenara koyarak kendisi için bakmak (algılamak adına algılamaya yönelmektır).
Estetik tavrın şu belirleyici özellikleri vardır:
1. Kullanım veya pratik çıkarla ilgisi yoktur.
2. Bilişsel (bilmeye yönelik) değildir.
3. Sahip olma arzusundan uzaktır.
4. Duyular aracılığıyla deneyimlenir.
Tarih: 2014-03-27 22:00:00 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sanat Felsefesi Resimleri
Sanat Felsefesi Sunumları
-
11 Dosyayı Göster6 yıl önceSanat Felsefesi Nedir Slaytı (Sunum-PPTX)İndir : 91_sanat_felsefesi_nedir.pptx(Göster / Gizle) Sunum İçeriği: Düz metin (text) olarak..
1. Sayfa
SANAT FELSEFESİSercan KALKANFelsefe Öğretmeni
2. Sayfa
Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır.A.G. Baumgarten
3. Sayfa
SANATA FELSEFE İLE BAKMAKESTETİKEstetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan ve bunun bilgisine ulaşmaya çalışan felsefe dalıdır. Sanat felsefesi ise, insanın meydana getirdiği eserleri (sanat yapıtlarını) ele alan, sanatın ne olduğunu sorgulayan, sanatçının etkinliğini inceleyen felsefe dalıdır style.visibilityppt_wppt_hstyle.visibilityppt_xppt_yppt_yppt_yppt_y
4. Sayfa
SANATA FELSEFE İLE BAKMAK{17292A2E-F333-43FB-9621-5CBBE7FDCDCB}EstetikSanat FelsefesiEstetik hem doğadaki hem de sanattaki güzeli sorgular Sanat felsefesi ise sadece sanattaki güzelliği sorgular. rrrrr
5. Sayfa
SANATA FELSEFE İLE BAKMAK
6. Sayfa
SANATA FELSEFE İLE BAKMAKEstetiğin temel ProblemleriEstetik bağımsız bir araştırma alanı olarak ilk defa Baumgarten tarafından kurulmuştur.Güzellik nedir? Bir standardı var mıdır?Güzellik özneden bağımsız mıdır?Objektif güzellik mümkün müdür?
7. Sayfa
8. Sayfa
9. Sayfa
SANATA FARKLI YAKLAŞIMLAR1-Taklit olarak Sanat (Yansıtma-Mimesis)Bu yaklaşıma göre sanatçı gerçeklikte (doğada) var olan bir şeyi eserinde taklit eder. Burada esas olan, sanatçının ele aldığı konuyu iyi yansıtmasıdır. Temsilcileri Platon ve Aristoteles’tir. style.visibilitystyle.visibilityrrrrr
10. Sayfa
SANATA FARKLI YAKLAŞIMLARPlatonSanat, sanatçının nesneleri taklit etmesiyle ortaya çıkar. Platon buna mimesis yani yansıtma adını verir.Platon’ a göre duyular evreni bir taklittir. Sanatçıda taklidin taklidiniyapar. Bu yüzden Platon sanata çok önem vermez.style.visibility
11. Sayfa
SANATA FARKLI YAKLAŞIMLARAristotelesOna göre de, sanatçı doğayı taklit eder. Ama nesneleri oldukları gibi değil, olmaları gerektiği gibi yansıtabilmelidir. Aristo’ya göre sanat, doğadaki eksikliğin tamamlanmasıdır.Ancak o zaman sanat yapıtı değerli olacaktır.style.visibility
12. Sayfa
SANATA FARKLI YAKLAŞIMLAR2-Yaratma Olarak SanatBu kurama göre sanat bir taklit değil, yeniden yaratma işidir.Sanat, sanatçının kişiliğinin ve hayal gücünün özgür bir yaratımıdır.Bendett Croce önemli temsilcisidir.Sanatçı tabiattan aldığı izlenimleri kendi hayalini, coşkusunu, duygu ve düşüncesini katarak mükemmel sanat eserini yaratır.style.visibility
13. Sayfa
SANATA FARKLI YAKLAŞIMLAR3-Oyun Olarak SanatBu yaklaşıma göre sanat ile oyun arasında bir takım benzerlikler vardır. Her iki etkinlik yarar amacı güdülmeden yapılır. Her ikisi de insanı gündelik yaşamın sıkıntılardan, kaygılarından uzaklaştırarak, insanın adeta kendisini unutmasını sağlar. Her ikisinde de dış dünyaya yani hayal dünyasına yönelme olur. Bu dünya içinde, insan mutlak özgür olur. style.visibility
14. Sayfa
SANATA FARKLI YAKLAŞIMLARFriedrich Schiller (1759-1805): Ona göre, “İnsan oynadığı sürece insandır.” Schiller’ e göre insan, gerçek özgürlüğe ancak sanat yoluyla ulaşabilir. İnsan sanatla uğraşırken, kendini zamandan koparılmış gibi hisseder. Bu ise oyun oynarken zamanın nasıl geçtiğini fark etmeyişimize benzer. style.visibility
15. Sayfa
SANAT FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMI: GüzellikEstetik nesnenin, estetik öznede, estetik haz ve beğeni duygusuna yol açan temel özelliğine güzellik denir.
16. Sayfa
SANAT FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMI: Güzellik1-Doğada ve Sanatta GüzelYansıtma Teorisi: Platon, Aristoteles, Plotinos, gibi düşünürlere göre sanatın görevi doğayı tanıyıp onu yansıtmaktır. Platon’ a göre sanat sadece ideaların yansıması olan nesneleri taklit eder ve bizi gerçekten uzaklaştırır.style.visibility
17. Sayfa
SANAT FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMI: Güzellik1-Doğada ve Sanatta Güzelİdealist Teori: Doğa ve sanat güzelliğinin farklı şeyler olduğunu savunurlar. Kant’ a göre doğa ancak sanattarafından yansıtılırsa güzel olabilir. Benedetto Croce ise sanat güzelliğini doğa güzelliğinden daha üstün tutar. Çünkü sanat güzelliği sanatçı tarafından oluşturulur ve bir düşünsel etkinlik içermektedir.
18. Sayfa
SANAT FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMI: Güzellik2-Güzelliğin KaynağıPlotinos: Ona göre madde kendi başına düzensiz ve çirkindir. Ona biçim vermek suretiyle güzellik kazandıran ideadır.
19. Sayfa
Güzellik-Doğruluk İlişkisi:Bir matematik probleminin sonucunun veya önermenin doğruluğundan bahsedilebilir. Fakat bir şiirin ya da resmin doğruluğundan bahsedilemez.Platon doğruluk ve güzellik kavramlarını birbirine özdeş tutmaktadır.Kant ise bu görüşe karşı çıkar. Kant doğruluğun bilgi ile ilgili olduğunu ve estetik hazla ilgili olmadığını savunur.SANAT FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMI: Güzellik
20. Sayfa
Güzellik-İyi İlişkisi:Estetik bir yargı bir ahlak yargısı değildir. Bir sanat eserinin değeri de onu dinleyen veya izleyen birinin ahlakını düzeltmesiyle belirlenemez.Platon ve Tolstoy gibi düşünürler ahlaki bir mesajı bulunmayan ya da ahlakımızı geliştirmeyen sanatın sanat olmadığını savunurlar. Bunun tam tersini savunan görüşe ise (estetizm) ahlakın sanat uğruna feda edilebileceğini savunur.Kant güzellik ve iyiliğin birbiriyle ilişkili olmayan kavramlar olduğunu savunur.SANAT FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMI: Güzellik
21. Sayfa
Güzellik-Hoş:Hoş bir eğilimi tatmin eden her şeydir.Bir tat, koku, serinlik hoş olabilir fakat güzel olmaz. Güzellik-Yüce:Yüce, büyüklük sonsuzluk, sınırsızlık ifade eder ve insan ölçülerinin üstündedir.Güzel sınırlı, yüce ise sınırsızdır.SANAT FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMI: Güzellik
22. Sayfa
Bir sanatçı tarafından yaratılan ve estetik bir değerlendirmenin konusu olan şeydir.SANAT ESERİJacques Louis David’in 1787’de yaptığı yağlı boya tabosu, Sokrates’in Ölümü
23. Sayfa
SANAT ESERİNİN ÖZELLİKLERİ1-İnsanın yaratıcı hayal gücünün eseridir. Doğada bulunmaz.2-Sanat eserinin estetik haz ve heyecan vermek dışında birİşlevi yoktur. Pratik bir fayda sağlamaz.3-Tek ve biriciktir. Benzeri yoktur. Özgündür.
24. Sayfa
25. Sayfa
26. Sayfa
SANAT ESERİNİN ÖZELLİKLERİSeri üretimle üretilen ve sonunda bir fayda sağlaması beklenenŞeyler sanat eseri değildir. Bir araba çok güzel olabilir ama Yapılma amacı para kazanmak ve kullanmak olduğundan sanatEseri sayılamaz.style.visibilityppt_xppt_y
27. Sayfa
28. Sayfa
SANAT ESERİNİN ÖZELLİKLERİEstetik gerçeklikte 4 öğe bulunur:Estetik SujeEstetik ObjeEstetik yargıEstetik değer
29. Sayfa
ORTAK ESTETİK YARGILARIN VARLIĞIOrtak Estetik Yargıların Varlığını Reddedenler (Öznelci Görüş): Sanat eseri, değerini, insanda uyandırdığı duygulardan, yaşantılardan alır. Yoksa bu kendi başına taşıdığı bir nitelik değildir. Nesne, kendi başına güzel olamaz. Her insanın yaşantıları farklıdır. Dolayısıyla ortak estetik yargılar olamaz.
30. Sayfa
ORTAK ESTETİK YARGILARIN VARLIĞICroce: Ona göre her sanatçı kendi duyumlarını ve izlenimlerini alır, bunları ruhunda bir senteze tabi tutarak onları kendine özgü bir şekilde eserinde ifade eder. Sanat eserine bakan inşalarda da bu durum böyledir. Bu yüzden ortak estetik yargılardan söz edilemez.
31. Sayfa
ORTAK ESTETİK YARGILARIN VARLIĞI2. Ortak Estetik Yargıların Varlığını Kabul Edenler (Nesnelci Görüş): Sanat eseri güzellik değerini kendisinde taşır. Güzellik, insandan bağımsız olarak vardır. Bir nesne güzelse, insan olsa da olmasa da güzel olacaktır. Bu nedenle ortak estetik yargılar vardır.
32. Sayfa
ORTAK ESTETİK YARGILARIN VARLIĞIKant: Duygusal beğeniye dayanan bazı yargıların tamamen sınırlı ve kişisel yargılar olduğunu, ama gerçek estetik yargıların duygusal ve kişisel olmaktan çıkıp, düşünsel, zorunlu ve genel geçerli hale geldiğini söyler. İnsanların bir şeye güzel derken, başkalarından da onu güzel bulmalarını beklediklerini, bunun her insanda olduğunu ve bu yüzden estetik yargıların genel geçer olduklarını savunur.
33. Sayfa
5 Dosyayı Göster6 yıl önceSanat Felsefesi (Estetik) Nedir Slayt/Sunusu (PPTX)İndir : 15_sanat_felsefesi.pptx(Göster / Gizle) Sunum İçeriği: Düz metin (text) olarak..
1. Sayfa
SANAT FELSEFESİESTETİK
2. Sayfa
A. ESTETİĞİN KONUSU Eski Yunanca bir sözcük olan estetik duyumlamak, algılamak anlamındadır. Estetik güzellik felsefesidir.Estetik, güzelin ne olduğunu soran, sorgulayan felsefe dalıdır.Estetik, güzel üzerine düşünme ve ne olduğunu araştırma etkinliğidir.
3. Sayfa
Estetik, 18. Yüzyılda Baumgarten (1714–1762) tarafından kurulmuştur.Her ne kadar estetik bağımsız bir felsefe disiplini olarak iki yüz yıllık bir geçmişi gösteriyorsa da, aslında estetik problemler ile uğraşma daha ilkçağa kadar geri gider. Uzun bir geçmişe sahip olan estetik problemler özel bir ad altında toplanmamıştı. İşte, Baumgarten bu problemleri ortak bir ad altında toplayarak ona estetik adını vermiştir.
4. Sayfa
Estetiğin göreviEstetiğin görevi, bulanık ve karmaşık olan duyusal bilginin mükemmelliğini araştırmaktır. Duyusal bilginin mükemmelliği güzellik adını alır. Buna göre, estetiğin konusu güzelliktir. Estetiğin konusu içine yalnız güzellik ve estetik değerler girmez, sanat da girer. Çünkü sanatın amacı da sanat eserlerinde güzelliği ya da estetik değerleri ortaya koymaktır.
5. Sayfa
B. FELSEFE AÇISINDAN SANATSanat da felsefenin bir konusu, bir disiplinidir. Sanata felsefe açısından yaklaşım sanat felsefesini oluşturmuştur. Sanat felsefesinin temel sorusu, sanatın nasıl bir etkinlik olduğudur. Sanat felsefesi sanatın, beğenilerin, sanat eserinin özünü ve anlamını konu alır.
6. Sayfa
Sanat felsefesi, sanatın ne olduğunu soran, sanatın olanaklarını, ölçütlerini, sanatçının etkinliğini ele alan felsefe dalıdır.Sanat felsefesi estetiğin bir bölümüdür. Yalnız insan etkinliği sonucu ortaya çıkan sanat ürünlerini değerlendirir. Estetik ise, sanatın yanında doğadaki ‘güzeli’ de kapsamına alır. Sanat felsefesinde, sanat eserlerinin nasıl oluştuğu üzerine değişik yaklaşımlar oluşmuştur. Bu yaklaşımlarım bazıları şunlardır:
7. Sayfa
Taklit Olarak Sanat:Bu görüşe göre, sanat eserinde gördüğümüz, sanatçının algıladığı şeyleri taklit ederek bize yansıtmasıdır. Sanatçı, doğanın güzelliğini eserinde ne kadar aslına uygun olarak yansıtabilirse, eseri o kadar güzel olarak yargılanır. Bu nedenle bu kurama yansıtma kuramı da denir. Yansıtma kuramı İlkçağın idealist filozofu Platon’a kadar geri gider. Aristoteles’de sanatı bir taklit olarak görür. Müzisyen ses aracıyla, ressam renk aracı ile Şair dille nesneleri taklit eder, onları yansıtır.
8. Sayfa
Yaratma Olarak Sanat:Sanat eseri, sanatçının kendi yaratıcı gücü, yeteneği ve coşkusunun oluşturduğu estetik objedir. Doğa kendi başına güzel değildir. Nesneler dünyası tinsellikten yoksun, bir madde dünyasıdır. Yaratma olayı, sanatçının algıladığı maddi varlığa duygu, düşünce ve hayal gücünü katması olayıdır. Bir sanat eseri, sanatçının kendinden kattığı değerlerle anlam kazanır
9. Sayfa
Sanat eseri bir kere oluşan bir üründür. Bu nedenle sanat eseri özgündür, ikinci örneği yoktur.Önemli temsilcisi Crocedir.Sanat evrensel bir düşünceyi(ideyi) ifade eder. Sanatçı öznel yaratıcılığını ve duyarlılığını kullanarak çeşitli araçlarla sanat eseri biçimini kazandırır. B.Croce tarafından savunulan bu görüşe göre sanat bir yaratmadır. Doğada mükemmellik yoktur, sanat ise mükemmelliğe ulaşmak ister. Mükemmellik, ideal bir şey olduğundan sanat, ideal olanı konu edinir.
10. Sayfa
Oyun Olarak Sanat:Sanat ile oyun arasında daima bir benzerlik görülmüştür. Oyun oynayan bir çocuk için oyunun dışında bir başka amaç, bir başka dünya yoktur, çocuk oynamak için oynar. Her ikisinde de yarar gözetilmez ve insanı özgürleştirir. Bu görüşe göre, sanat etkinliğini bir oyun gibi değerlendirmek gerekir. Nasıl oyunda çıkar, günlük kaygı yoksa ve olabildiğince özgürlük varsa, sanatçı da bir oyuncu gibi gerçek dışı bir dünyada eserini oluşturur. Örneğin, tiyatro eserleri günlük yaşantımızla benzerlik gösterir. Alman Düşünür Kant, Alman şair Schiller ve psikolog Wundt bu görüşü savunmuşlardır.
11. Sayfa
Sembol olarak sanat:Buna göre sanat bir duygunun sembolüdür. Bu kurama göre 19.yy. da özellikle resim alanında sürrealizm (gerçeküstücülük), fütürizm (gelecekçilik) ve ekspresyonizm (dışavurumculuk) gibi akımlar ortaya çıkmıştır.Gerçeküstücülük Fransız ozan ve düşünür Andre Breton tarafından geliştirilmiştir. Bu akıma göre sanat, bilinçaltından beslenen akıl dışı bir dünyanın anlatımıdır. Başlıca ünlü temsilcileri İspanyol Salvador Dali, Franz Yves Tanguy ve Crihico’dur.
12. Sayfa
Dışavurumculuk akımı yalnızlaşan, kendine yabancılaşmış, umutsuzluğa kapılmış, kendi çağını suçlayan ve baş kaldırışı dile getiren bir akımdır. Örneğin James Ensor, resimlerinde korkunç hayaletleri andıran yüz maskeleri ve iskeletleri kendine yabancılaşan insanı simdeler. Munch, “Çığlık” adlı eserinde bazı güçlerin yol açtığı panik ve korkuyu işlemiştir.Gelecekçilik akımı İtalyan şair Marinetti tarafından geliştirilmiştir. Bu akım hız, heyecan, tehlike tutkusu, makineleşme ve savaş gibi olguları ele alır. Değişim ve dönüşümü savunur. Bu nedenle kübizm akımını eleştirmiştir.Kübizm, objeleri görünen yönlerini değil bilinçaltı gibi görülmeyen yönlerini geometrik biçimlerle üç boyutlu yansıtmaya çalışan bir sanat akımıdır. En önemli temsilcisi Pablo Picasso’dur.
13. Sayfa
Kurumsal sanat kuramı:Kurumsal sanat kuramı: G. Dickie (Dike) tarafından geliştirilmiş ve sanata “sanat eseri” kimliğini kazandıran yayıncılar, yapımcılar ve galeri sahipleridir. Bu nedenle sanat eserinin en belirgin öğesi kurumdur.Yapı-anlam sanat kuramı: bu kurama göre sanat duyguların dışa vurumu olmaktan ziyade genel bir anlamı ifade eder.
14. Sayfa
SANAT ESERİ:Sanat eseri, insan eliyle oluşturulmuş insanlarda estetik hazlar, heyecanlar ve tepkiler uyandıran yapıtlara denir. Bir sanat eserinin temel işlevi, izleyicide estetik tepki doğurmasıdır. Sanatçı tarafından bir estetik tavır sonucu oluşan bir eserdir. Her sanat eserinin bu nedenle estetik değeri vardır. Çünkü sanatçının kendine özgü duyguları, heyecanları, hayal gücü ve yetenekleri eserinde birleşmiştir.
15. Sayfa
Sanat eserinin en önemli özelliği tek olmasıdır. Çünkü sanatçı eserini oluştururken oluşan duyguları ve hayal gücünü bir kez daha aynen yaşayamaz. Bir ürünün sanat eseri olarak belirlenmesinde üç temel öğe etkendir. Bunlar: Estetik süje: Sanatçı Estetik obje: Sanatçının sanat eserine dönüştürmek istediği her şeydir. Estetik yargı: Sanat eseri hakkında ortaya konan beğeni değeri, yani güzel ya da güzel olmamayı belirten yargıdır. Sanat eserlerini şöyle sınıflandırabiliriz: 1-Görsel sanatlar (resim, heykel, mimari gibi.) 2-İşitsel sanatlar (müzik) 3- Sahne sanatları (tiyatro, opera gibi.) 4- Edebiyat ( roman, öykü, şiir gibi.).
16. Sayfa
ESTETİĞİN TEMEL KAVRAMLARIGüzellik ProblemiFelsefe tarihi boyunca güzellik problemi filozofların çoğunu ilgilendirmiştir. Biz hoşumuza giden bir manzara karşısında ya da dinlediğimiz bir müzik karşısında yalnız haz almakla kalmaz, aynı zamanda yaşadığımız estetik durumu bir değer yargısı ile ifade ederiz. Güzel bir manzara, güzel bir müzik gibi. O halde güzel ya da güzellik estetik olayın ayrılmaz bir parçasıdır. Buna göre güzellik nedir? Bu soru bir güzellik felsefesinin varlığına götürür ve estetik sorunlar arasında ilk sorulan soru olur.
17. Sayfa
Güzelliğin bir felsefe sorunu olması Platon ile başlar. Platon'a göre güzellik bir ideadır ve idea olduğu için de zaman ve mekan dışı mutlak varlıktır. Böyle bir güzelliğe Platon "kendiliğinden güzel'' adını verir. Platon için yaşadığımız varlık alanı eksik ve kusurludur. İdea dünyasına ait olan güzellik, sanat eserinde bir görüntü kazanır. Sanat, güzellik ideasından ne kadar pay alırsa o kadar güzel olur.
18. Sayfa
Aristoteles'e göre güzellik bir ahenk, orantı ve düzendir. Bu nedenle orantıdan yoksun olan hiçbir şey güzel olamaz. Güzelliğin metafizik anlamda ele alınması İlkçağla başlamış, daha sonra günümüze kadar yaşamını sürdürmüştür.Hegel'e göre, güzellik mutlak ruhun nesnelere yansımasıdır. Schopenhauer'e, göre güzellik mutlak iradenin kendisini dışlaştırmasıdır. Çağdaş felsefede de , örneğin N. Hartman'a göre tinin maddede kendini göstermesidir. Estetiğin kurucusu Baumgarten'e göre güzellik duyumsal bilginin mükemmelliğidir. Benedetto Croce'a göre ise güzellik, mutluluk veren bir biçimleniştir.
19. Sayfa
Doğada Güzel - Sanatta GüzelGüzellik problemi hem doğada hem de sanatta güzelliği kapsar. Doğadaki pek çok varlık ve varlıksal düzenlilik güzelliği yansıtmaktadır. Sanatta güzellik ise doğadakinden farklı özellik taşır. Düşünürlerin doğa güzelliği ile sanat güzelliği üzerine görüşleri farklılık göstermektedir. Kimileri doğada güzelliğin olamayacağını, kimileri sanattaki güzelliğin doğadaki güzellikten üstün olduğunu, kimileri doğada güzelliğin var olduğunu, ancak, bunun sanatın gelişmesi ile fark edilebildiğini belirtmişlerdir. Şimdi şu sorular sorulabilir:
20. Sayfa
21. Sayfa
22. Sayfa
Doğada karşılaştığımız güzellik ile sanat eserlerindeki güzellikler birbirleriyle örtüşen güzellikler midir? Acaba doğada güzel olarak nitelediğimiz bir varlık, bir sanat eseri haline gelince, doğada güzel olduğu için yine güzelliğini sürdürür mü? Yine doğada çirkin diye nitelediğimiz bir varlık, sanat eseri haline gelince, bu yine çirkin olmakta devam eder mi?
23. Sayfa
Doğada bulduğumuz güzellik ile sanatta bulduğumuz güzellik arasında bir örtüşme yoktur. Eğer olsaydı, doğada güzel bulduğumuz bir şeyin sanatta da zorunlu olarak güzel olması, yine doğada çirkin bulduğumuz bir şeyin de sanatta aynı şekilde çirkin olması gerekirdi. Ama, durum hiç de öyle değil, doğada çirkin olan sanatta güzel olabildiği gibi, doğada güzel olan sanata çirkin olabiliyor. Çünkü, her iki güzellik birbirinden farklıdır. Doğa güzelliğinde nesnelerin canlılığı, hareketi bir etken olduğu halde, sanat güzelliği nesnelerin form özelliğine dayanır .Bunun için sanat güzelliği doğa güzelliğinin bir yansıması değildir. Çoğunda insan, sanat güzelliği ile eğitildikten sonra doğadaki güzelliği fark edebilir. Güzellik, bunu fark edende bir duyusal etkilenme oluşturabiliyorsa, doğada da sanatta da güzellik söz konusudur. Ancak, hem doğa hem sanat güzelliğini fark edebilmek için estetik bir duyum, bir tavır gereklidir.
24. Sayfa
Delacroix (Delakrua) bunu şöyle belirtmiştir: " Biz romantik olduktan sonradır ki, dağlar güzelleşti."
25. Sayfa
Güzellik- Doğruluk-İyi-Hoş-Yüce İlişkisi Güzellik ve Doğruluk: Bir insanın kendine göre güzeli algılaması, bu yargılarının sübjektif (öznel) olduğunu gösterir. Doğruluk ise, bilimsel, mantıksal konulara yönelik olup objektif(nesnel) özelliktir. Örneğin, cisimlerin yerçekimine bağlı olarak düşmesi bilimsel doğrudur. Oysa düşen cisim güzel olarak algılanmayabilir. Güzellik ve İyilik: İki kavram arasındaki farkı, Kant şöyle belirtmiştir. Güzele karşı duyulan hoşlanma; görmeye, seyretmeye dayanırken; iyiye karşı duyulan hoşlanma anlamaya kavramaya dayanır. Yani güzellik algılanır, iyilik ise kavranır. Örneği: doğru söylemenin iyi olduğu kavranır. Oysa bir tablonun güzel olduğunu algılarız.
26. Sayfa
Güzellik ve Yücelik: Güzel, sınırlı bir objeyi gerektirir. Yüce ise sınırsızlıktan sonsuzluktan gelir, saygı uyandırır. Kant'ın bu yaklaşımı ile güzel ve yüce kavramları arasındaki farklılık belirtilmiştir. Örneğin, çok yüksek bir dağı yüce olarak belirtmenize rağmen her zaman güzel olduğunu söyleyemeyiz. Kant, güzeli iyi ve hoş olandan ayırır. Ona göre iyi, ahlakla ilgili ve eyleme dönüşmesi beklenir.
27. Sayfa
ESTETİĞİN TEMEL SORULARINA YAKLAŞIMLAREstetik Yargıların Yapısı :Bir sanat eseri hakkında verilen beğeniye ait yargılar estetik yargılardır. Estetik yargılar güzel ve çirkin kavramlarına dayanır. Bu nedenle estetik yargılara değer yargıları denir. Bu yargılar bilgi ve ahlâk yargılarından farklıdır.
28. Sayfa
Estetik yargıların özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:*Bilgisellik ve objektiflik yoktur. Yani doğrulanıp yanlışlanamaz. *Sübjektif yargılardır. Zihin bütün insanlarda ortaktır. Beğeni ise kişilere göre değişir. Bu nedenle " beğeniler üzerine tartışılamaz " denir. Bunun sonucu olarak da, estetik yargılar öznel olmaları nedeniyle genel - geçer olamazlar.*Kültürden kültüre değişebilen yargılardır. Ancak, estetik eğitimin yaygınlaşması ve insanlar arasındaki kültür farklılıklarının azalması, kişiler arasındaki estetik yargıların farklılığını en aza indirebilir.
29. Sayfa
Ortak Estetik YargIlarIn Olup OlmadIğI :Düşünürler tarafından estetik yargılar üzerine iki farklı görüş geliştirilmiştir. Bu görüşlerden biri ortak estetik yargıların olamayacağını, diğeri ise olabileceğini savunan görüşlerdir. Ortak Estetik Yargıların Varlığını Reddedenler : İnsanların estetik yargıları arasında bir uzlaşma olabilir mi? Birinin güzel dediğine bir başkasının da güzel demesini bekleyebilir miyiz? Bu konuda kimi düşünürler bunun mümkün olmadığını ileri sürer. Bunlardan biri B. Croce'dir. Croce'ye (Kroçe) göre, sanat eserleri üstüne verilen yargılar, ortak yargılar niteliğinde değildir. Çünkü, sanat eserleri sanatçının ruhunda bir an için meydana gelen bir ifadenin (güzelliğin) maddi görünüşleridir. Sanat adına ortaya konan her ifade tarzı bireysel bir nitelik taşır. Bu nedenle herkesin bu ifade biçimi karşısındaki değerlendirmesi farklı olabilir. Öyleyse ortak estetik yargı olamaz.
30. Sayfa
Ortak Estetik Yargıların Varlığını Kabul Edenler : Estetik yargıların genel - geçerliğini temellendiren Kant olmuştur. Kant'a göre sanat eserinin en önemli özelliği insanlarda ortak bir duygu oluşturmasıdır. Sanat eserinde ortaya konan güzellik, her türlü çıkardan uzak haz duymayı sağlar. Bir şeyden haz duyan kişi, başkalarının da aynı duyguya varmasını ister. Ortak duygu, zorunlu bir estetik duygudur. Bu duygu ortak estetik yargıyı gerekli kılar. Kant sorunu metafizik bir ortak estetik duygu prensibine dayanarak çözmek istemiştir. Günümüzde felsefe ve psikolojide yapılan araştırmaların ortaya koyduğu sonuç şudur: Estetik yargılarda, beğeni yargılarında görülen sapmalar tümden ortadan kaldırılamaz. Ancak, toplumlar arasındaki kültür farklılıklarının ve kişiler arasındaki eğitim farklılıklarının azaltılmasıyla oldukça aza indirilebilir.
31. Sayfa
32. Sayfa
HAYATINIZDA GÜZELLİKLER EKSİK OLMASIN.TEKRAR GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLEMehmet Şerif TURANBatman İMKB Anadolu Öğretmen LisesiFelsefe Grubu Öğretmeni
3 Dosyayı Göster6 yıl önceSanat Felsefesi Nedir Word (Docx) Sunusu
İndir : 3_sanat_felsefesi_nedir.docx(Göster / Gizle) Sunum İçeriği: Düz metin (text) olarak..
SANAT FELSEFESİSanat felsefesi sanatın,sanat yaratmalarının ve sanat beğenilerinin özü ve anlamını konu alan, sadece sanattaki güzellikle ilgilenen bir disiplindir.ESTETİKEski Yunanca bir sözcük olan estetik duyulmamak, algılamak anlamındadır.Estetik güzellik felsefesidir. Güzel üzerine düşünme ve ne olduğunu araştırma etkinliğidir. Estetik, 18. Yüzyılda Baumgarten (1714-1762) tarafından kurulmuştur.Estetik olay da aynı şekilde estetik olarak algılayan süje ile bu süjenin estetik algı ile kendisine yöneldiği varlık, doğa ya da sanat eseri dediğimiz obje arasındaki ilgidir. Estetiğin görevi, bulanık ve karmaşık olan duyusal bilginin mükemmelliğini araştırmaktır. Estetiğin konusu içine yalnız güzellik ve estetik değerler girmez, sanat da girer. Bunun yanın da yüce,zarif,hoş,alımlı,trajik ve ve çirkin de estetiğin inceleme alanına girer.Estetik sanattaki ve doğadaki güzellikle ilgilenirSanat felsefesi sanat eserlerindeki güzelliği, sanatsal yaratmaları ve beğenileri incelerSanat felsefesinin temel kavramları estetiğin de temel kavramlardır.Sanat ve felsefeSanat, en genel anlamıyla anlatmak istediği şeyi `` biçim vermeyle `` gerçekleştirme çabasıdır.Sanat ve felsefe doğa ve insan varlığını konu edinir.Sanat ve felsefenin önermeleri olgusal olarak doğrulanamazFelsefe düşünceye hitap eden evrensel bir bilgi olma iddiası taşır; sanat ise duygu ve duyarlılığa hitap eder.Sanat ve zanaat arasındaki farkZaanat belli bir çıraklık devresi gerektiren, çıkara dayalı, benzer ürünler ortaya koyma faaliyetidir.Çinicilik, çömlekçilik, oymacılık gibiSanatta ise çıkar güdülmez.Sanat kaygısı ön plandadır.Sanat Felsefesinin Temel SorularıSanat ve sanat eseri nedir?Sanat ile toplum arasında ne tür bir ilişki vardır?Hangi nesneler sanat eseri say ur hangileri sayılmaz? Niçin?Sanat ve zanaat arasındaki fark nedir?Sanat ne işe yarar?Güzel nedir?Doğadaki güzel ile sanattaki güzel arasında fark var mıdır? Sanat eserinin nitelikleri nelerdir?Herkesin beğendiği güzel bir nesne var mıdır?Sanat Felsefesinin Temel KavramlarıSanatçı:Yaratıcı , yetenekli , duygu ve hayal gücünü kullanabilen kişi.Sanatsal yönelim: Sanatçının objeye yönelirken kullandığı yol.Alılmayıcı: Sanat eserini değerlendirme gücüne sahip kişi.Estetik haz:Bir öznenin, estetik bir nesneye yaklaşması sonucu duyduğu estetik heyecan ve duygudur.Yüce: İnsan yaratmalarının sınırlarını aşan,şükür duygusu uyandıran şey.Hoş:İnsan duygularını okşayan , haz veren.Güzellik:Bir varlığı algılayanda oluşan koşulsuz hoşlanma.Estetik tavır:Sanatla uğraşan, ondan anlayan kişinin sanat eserine karşı gösterdiği tavır veya tepkiSanatsal obje:Sanata konu olan nesne.Suje:Sanatla ilgilenen, sanattan anlayan kişiEstetik yargı:Süjenin bir sanat eseri hakkında onun güzel veya hoş olduğu yönünde bir yargıda bulunmaktır.Taklit:Sanatçının bir şeyi benzetme yoluyla eserine aktarmasıdır.Sanat eseri:Sanatçının yaratıcılığı ile şekillenen özgün ve tek olan ürün.Sanatı Açıklayan Felsefi GörüşlerSanat felsefesi estetiğin bir bölümüdür. Yalnız insan etkinliği sonucu ortaya çıkan sanat ürünlerini değerlendirir. Estetik ise, sanatın yanında doğadaki ‘güzeli’ de kapsamına alır. Sanat felsefesinde, sanat eserlerinin nasıl oluştuğu üzerine değişik yaklaşımlar oluşmuştur. Bu yaklaşımlarım bazıları şunlardır. Taklit Olarak Sanat(Mimesis)Bu görüşe göre, sanat eserinde gördüğümüz, sanatçının algıladığı şeyleri taklit ederek bize yansıtmasıdır. Sanatçı, güzellik ideasını eserinde ne kadar aslına uygun olarak yansıtabilirse, eseri o kadar güzel olarak yargılanır. Bu nedenle bu kurama yansıtma kuramı da denir. Yansıtma kuramı İlkçağın idealist filozofu Platon’a kadar geri gider.Platon’a göre sanat kötü bir etkinliktir.Çünkü sanat ideanın üçüncü dereceden taklididir.Sanat insanı ideadan uzaklaştırır.Aristoteles’de sanatı bir taklit olarak görür.Sanat insanda korku ve acıma yaratarak sanat eserinde evrensel olanı yansıtmalıdır.Böylesi yansıtma insanda ruhun arınmasını sağlar ( katharsis ) .Yani sanatın ahlaki görevi vardır.Sanatçını kullandığı araçlara göre sanat türleri ortaya çıkar. Yaratma Olarak SanatSanat eseri, sanatçının kendi yaratıcı gücü, yeteneği ve coşkusunun oluşturduğu estetik objedir. Doğa kendi başına güzel değildir. Nesneler dünyası tinsellikten yoksun, bir madde dünyasıdır. Yaratma olayı, sanatçının algıladığı maddi varlığa duygu, düşünce ve hayal gücünü katması olayıdır. Bir sanat eseri, sanatçının kendinden kattığı değerlerle anlam kazanır. Maddi varlığı böyle tinselleştirmek, maddeye biçim vermek demektir. Biçim kazanmış, tinsellik kazanmış maddi varlık artık maddi varlık olmaktan çıkar ve bir sanat eseri olur. Ölümlü olan madde, tinselleşince, biçim alıp bir sanat eseri haline gelince, ölümsüzleşir. Sanat eseri bir kere oluşan bir üründür. Bu nedenle sanat eseri özgündür, ikinci örneği yoktur.Önemli tescilcisi Croce’dir.Oyun Olarak SanatSanat ile oyun arasında daima bir benzerlik görülmüştür. Her ikisi de insanı gündelik yaşam ve onun bağımlılıklarından, sıkıntılarrından, kaygılarından uzaklaşır.Her iki etkinlikten de pratik olarak hiçbir fayda beklemeden yapılırHer ikisi de insanı özgür bir dünyaya götürür.Alman Düşünür Kant, Alman şair Schiller ve psikolog Wundt bu görüşü savunmuşlardır GÜZELLİĞİN KAYNAĞI NEDİR?GÜZELLİK PROBLEMDoğada Güzel - Sanatta GüzelDoğada bulduğumuz güzellik ile sanatta bulduğumuz güzellik arasında bir örtüşme yoktur. Çünkü, her iki güzellik birbirinden farklıdır. Doğa güzelliğinde nesnelerin canlılığı, hareketi , ışık etkisi , bir etken olduğu halde, sanat güzelliği nesnelerin form özelliğine Yani sanatçının duygu ve hayal gücüne dayanır. Bunun için sanat güzelliği doğa güzelliğinin bir yansıması değildir. GüzellikGüzelliğin bir felsefe sorunu olması Platon ile başlar. Platon'a göre güzellik bir ideadır ve idea olduğu için de zaman ve mekan dışı mutlak varlıktır. Böyle bir güzelliğe Platon "kendiliğinden güzel'' adını verir. Platon için yaşadığımız varlık alanı eksik ve kusurludur. İdea dünyasına ait olan güzellik, sanat eserinde bir görüntü kazanır. Sanat, güzellik ideasından ne kadar pay alırsa o kadar güzel olur.Aristoteles'e göre güzellik bir ahenk, altın oran ve düzendir. Plotinos’ a göre güzellik Tanrı’nın insan açısından açık hale gelmesidir.Bu da insan ruhunun arınmasıyla gerçekleşir.Agustinus’a göre güzellik tam ve eksiksiz uyum olan Tanrı’dan varlıkların meydana gelmesidir.Hegel'e göre, güzellik mutlak ruhun nesnelere yansımasıdır.Schopenhauer'e, göre güzellik mutlak iradenin kendisini dışlaştırmasıdır. Çağdaş felsefede de , örneğin N. Hartman'a göre tinin maddede kendini göstermesidir. Kant’a göre hiçbir çıkar gözetmeden hoşlanmanın nesnesidir.Estetiğin kurucusu Baumgarten'e göre güzellik duyumsal bilginin mükemmelliğidir. Benedetto Croce'a göre ise güzellik, mutluluk veren bir biçimleniştir. Görüldüğü gibi filozoflar güzel hakkında farklı yorumlar yapmışlardır. Ancak, hepsinin ortak noktası, güzelin insanı olumlu etkileyen bir değer olarak görülmesidir. Güzellik ve doğrulukKant’a göre doğruluk bilgi ile ilgilidir.Doğruluk önermenin nesnesine uygunluğudur.Akla dayalıdır.Kavrama ve soyutlama ile elde edilir.Güzellik ise insanın beğeni duygusu ve nesnelerin görünüşü ile ilgilidir.Güzellik-İyi -HoşKant’ göre iyi eylemle ilgilidir.İyi ahlak yasasına göre eylemektir. Yani iyi bir yasaya bağlıdır.Güzellik ise insanın beğeni duygusu ile ilgilidir.Güzelliğin dayandığı bir yasa yoktur.Güzelden estetik haz alma hoşlanmadır.Güzellik insan tarafından hissedilir.Hayvanlarda bu duygu yoktur.Hoşlanma hayvanlarda vardır.Güzellik ve Yüce: Kant’a göre güzellik sınırlı ve ölçülüdür.Yücede ise sınırsızlık ve ölçüsüzlük vardır.Yücede saygı ve hayranlık , şaşma vardır.Yüce karşısında içimiz şükür duygusu ile ezilir.Güzellik hoşnutluk bırakır.Sanatın Temel UnsurlarıSanatçı: Duygu ve hayal gücü sahibi, yetenekli olan sanat eserini meydana getiren kişidir.Sanat eseri: Sanat eseri, sanatçının duygu ve hayal gücüyle şekillenen eşi ve benzeri olmayan somut , ortada olan eserdir.Alılmayıcı:Sanat eserini anlayıp takdir eden kişiler,alılmayıcı.Sanat Eserinin ÖzellikleriSanat eseri orantılılık ,uyum, simetri, ahenk ve bütünlük taşır.Sanat eserinin yaşam değeri vardır.Sanat eserinin kullanım değeri yoktur.Sanat eseri tek ve özgündür.Sanat eserinin duyulsa değeri vardır.Sanat eseri doğadaki karşılığını aşar.Sanata Etki Eden UnsurlarDoğaKültür:Dil,din,coğrafya,eğitimekonomi,siyasi durum vsSanatçı:Zeka,sezgi,duygu,dünya görüşüAlımlayıcıESTETİĞİN TEMEL SORULARINA YAKLAŞIMLAREstetik Yargıların Yapısı :Estetik yargılar güzel ve çirkin kavramlarına dayanır. Bu nedenle estetik yargılara değer yargıları denir. Estetik yargıların özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:Bilgisellik ve objektiflik yoktur. Yani doğrulanıp yanlışlaşamaz.Sübjektif yargılardır. Ortak Estetik Yargıların Olup OlmadığıOrtak Estetik Yargıların Varlığını Reddedenler : Bunlardan biri B. Croce'dir. Croce'ye (Kroçe) göre, sanat eserleri üstüne verilen yargılar, ortak yargılar niteliğinde değildir. Çünkü, sanat eserleri sanatçının ruhunda bir an için meydana gelen bir ifadenin (güzelliğin) maddi görünüşleridir.Onun duygu ve hayal gücüne dayanır. Sanat adına ortaya konan her ifade tarzı bireysel bir nitelik taşır. Bu nedenle herkesin bu ifade biçimi karşısındaki değerlendirmesi farklı olabilir. Öyleyse ortak estetik yargı olamaz.Ortak Estetik Yargıların Varlığını Kabul Edenler : Estetik yargıların genel - geçerliğini temellendiren Kant olmuştur. Kant'a göre sanat eserinin en önemli özelliği insanlarda ortak bir duygu oluşturmasıdır. Sanat eserinde ortaya konan güzellik, her türlü çıkardan uzak haz duymayı sağlar. Bir şeyden haz duyan kişi, başkalarının da aynı duyguya varmasını ister. Ortak duygu, zorunlu bir estetik duygudur. Bu duygu ortak estetik yargıyı gerekli kılar.Sanat Felsefesi Videoları